Archives
sabahlar çarpık betonların yavrusu akşamlarım elde kaldı ışığım sen gül kurusu kim sorguma şahitlik eder geceler kimin akıl karı kirli yakalı eşkiyalar tan ağarmalarımı çaldılar sen kimsin? ayrılık kimin yavrusu? darağacında boğulan yıldızlar kimin memesine sadık? senin senin senin senin yar koynumda sen peygamber çiçeği ihtiyar tan eksildi kurudu su ışığım sen gül kurusu Edip […]
gölgesi olmayan kadınlar tanıdım ve nihayetinde çocuklarını kapı önlerinde hüzün süpüren kadınları çocukları sırtlarında karlı bir dağ gibi duran ve kamburluğunu içine gömen çocuklarını diline sadık bir yalanı mırıldanıyorlardı hep bir ağızdan,ağızları soğan kokan öğle vakti terli bir acıyı müjdeliyor şimdi ben bir kadının gölgesini arıyorum ismini bilmek yetmiyor,yetmiyor ölmek gölgesi olmayan kadınların teni çorak […]
Gölge evcil bir hüzün gibi İçimi kemiren bir köpek Ol sebeple Açlığımı cüzdanımda taşırım Gölge tiryaki bir açlık Bir terliksi hayvan izi Ve ensemde kalın çizgi Yüzümü yüzüyorum açlık gibi Açtım açtı açtılar Gölgeler kimle savaştılar Payıma çiğ bir acı düştü Tokluğumu gölgeme sattılar Açlığın gölgesi ve et lekesi Gölgelerde acıkır idiler Gölgeler divanında Kalbimi […]
Bağrıma yerleşti bir düğüm gibi adın Ağlatarak bir sabah ezanına karşı dinsiz Yorgun gitmelerin kıskacında bilincim Baktığım her yerde suretin tazeleniyor Bir sabah bir kanepede kıvranırken Kara bir kedi bakıyor ağlayan yüzüme Komşum tüm ayetleri bana yağdırıyor gibi Ellerimi kokluyorum öyle umarsız öyle çocukça Baktığım her yerde suretin tazeleniyor Sol yanımı kurşunladığım o gece Adında […]
arkanda kelebek ölüleri ve tüyü henüz bitmemiş yetim bıraktın beni olmasın şimdi sen 100 yaşında bir hüzün gibi beni terkeden gidiyorsun elinde nasırlar taşıyorsun yine gözyaşlarım izini sürer gidişinin beşiğini kundaklarken çocuk yorgunluğumla recme tuttum yüreğini şeytanla gidiyorsun ve ardına düştü tüm cellatlar ıslak ıslıklarla çağırıyorum seni yinede sen gittin ama… 13 yaşında bir acı […]
ne yazacağımı bilemiyorum bu şiir için neden böyle oldu anlayamıyorum halbuki başlığı karalarken içimde çok derin bir heyecan var gibiydi ama ne olduysa kaleme bir türlü yazamadı işte bu şiire bir anlam veremiyorum ne demek isteyecek ki niyetini baştan söylese bari ortaya derin bir itiraf çıkardı belki hiç öyle olmamıştım daha önce biliyor musun? fiillerim […]
bir devenin ağlaması gibi melankolik bir serserilik var içimde damarıma döşenen mayınların infilak edişi gibi ecnebi gülüşler sunarım gizlice her ağlayışımda kamburluğum yüzüne dökülür şarap içmesini bilmesede devenin sırtında ağlamasını sürer rezilce çöl iklimine düş yağar yağar üstüme sarhoşluğum melankolik düşlerim kuyu dibinde ağlar devenin gidişine kamburluğu içime… Edip Çakı
yaşam beni tükürdü anne rahminden uslanmam kirli zamanlara denk -gelir -geldim ağlayışım kıçıma bağlı tekme tokat lal yıl 1980… ve arttı bir ve artı bir eksildi bir tanırsınız babamı o sizi iyi bilir mührü alnıma damgalı ben doğ(u) dum sırtımda kan lekesine sadık nice ümitsizliklere şerefe devrildi kadeh ulu çınar devrildi 1980+1… öldüğü yer doğduğu […]
Aşk esmer bir çocuk gibidir Hala yüreğini ıslatan Oyuncağı annesi, bir kız belki de Bir kadavranın teninde açan Aşk kanayan bir şehir gibidir Yarasını hep dağlayan Kilitsiz bir nehir belki de Bir kadavranın boynundan akan Aşk yitirilmiş bir yağmur gibidir Kendi gölgesinde batan Kısır bir buluttur belki de Bir kadavranın kasıklarında uyuyan Aşk kan renginde […]
Bu coğrafyanın florası hüzündür Ürkektir tüm çocukluğuyla yağmur Bir yumurta bir dondurma eder Takasa mecbur bırakılmış her aşkta Ve her çocuk esmerliği ile belli eder kendini Yüzü yorgundur tüm dağların Tüm sular kendi içinde boğulur, katil Islatır boğazımızı zehrimiz Her ölüm birazda hüznümüzü ele verir Esbabı mucibe: Yaşamak yasadışı bir eylemdir Birer birer eksilirdik her […]
Son yorumlar