Yağmur Öldüren Adam Şiiri
yol kırılması gözlerimin ucunda
belli belirsiz sönükleşen lambalar
-hadi bugün erken kepenkleri kapatıyoruz
diyen yıldızlar
kevokla hiç konuşmadı
oysaki kevok ak tüylerinin ıtırlı yüzüyle
asîmanı maviye boyayacaktı
denizden çaldığı yakamozları
bırakacaktı
yağacaktı hiç tatmadığımız özgürlük
-üstüm başım is karası-
üstelik yağmur öldüren adam
bulutların üstünde ferîşteleri öldürüyor
ah Albert Camus!.. Ah!
‘Geceler sonsuz değildir.’
demiştin
buna kevok inamadı
zozanın bağrından kopup giderken
ağrılı nişangahların üzerinden
namütenahi yaslara
öyle g/öç ki kasımpatılara vaveylasını düşüren
öldüren, zülmeden
yağmur öldüren adam cenup rüzgarlarından sızılar ezalı
saçlarım dağıldı İstanbul gibi
üstelik ıslanırken yedi karanfil
yedi ölüm uykusunda gül
yedi arsız cehennem
yedi dipsiz gayyadır cihan
kinlenirken dehanın
Necla Develi
Bir önceki yazımız olan Kalbimin Mediyeleri Fıkrası başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.