Ne Durur Ne Unutur Şiiri

Ağu 30th, 2014

Ben ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya…
Kalp durur…
Akıl unutur…
Ben ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur…” Hz. Mevlana

Gülümser aşk sözcüklerinin ritmine aklım
Dokunur aşkın tenine dokunmalara kalbim
Sarmalanır aşka anlamsız tutulmalara ruhum.

Aşkın buluşmalarında, gönlün yoğuşmalarında.
Aşkın ruhudur bu ne durur ne unutur.

Tomurcukların hafızasında yer etmiş bahar şarkılarını mırıldanıyor gülümsemen
Baharın muştusunda, gecenin sabahında, yollardan sana uzanmalarda
Güneşli bir ikindinin mahmurluğunda gövdene dokunuyor sarsılıyor evren
Yağmurun ıslak sıcaklığında, ürperten samyelinde, sensizlik korkusunda
Taze bahar çiçekleri gibi dolduruyor içimizi, ruhlarımızda semaya karışan semazen
Duanın surlarında, sevgilinin baharında, aşkların acıtan girdaplarında
Uyanma zamanı geldiğinde benliğimize yaslanacak bencillik duygusu kıvamında

Sensizlik demirin ateşinde şekillenmeden
Sensizlik varlığının derininde fosilleşmeden

Uzak diyarların muştulu habercisidir o genç kızı rüyalarımıza taşıyan
Baş döndüren dudaklarında başlayan gecenin matemine bir an dokunan
Masalsı dünyaların kahramanlarına arkadaşlık çığlıklarında anlamlanan
Ya da gri bir bulutun gölgesinde aşkın gezgini olmak için kaç kez yanan
Dudakları çatlayıncaya kadar kuruyan, yağmurun ateşinde kaynayan
Eriyen yalçın kayalıkların zirvelerine tutunan karlarla kenarında soluklanan
Canına kan, kanına can olmuş hayatların güftesine ritimler adanan.

Seni anlatmaya geldik asırlardan
Seni almaya geldik yalnızlaşmadan.

Sonsuzun karanlık yanı ağladığında, hıçkırıkların valsı duaya dönüştüğünde
Zamanla yapılan anlaşmanın kelimeleri sardığında, haberci yollara düştüğünde
Sevginin ruhunda güven, tenin kokusunda yaşam arşın ellerine süzüldüğünde
Düşünmenin kalıplarından süzülüp mabedin huzuruna yüzünü sürdüğünde
Gerçeğin acıtan kenarında doya doya içmek için nefesinde yollara döküldüğümde
Ölümün kıyısında, suyun akışında, gönül karşılaştığında sana doğru yürüdüğümde
Gecenin kâbusu gündüzün aşkında yandığında, meleğin izi kaldığında yüzümde.

Seninle kapılıp aşkının girdabına
Seninle yazılıp aşkının kitabına

Ey kalbin efendisi, gönlümün nefesi, gözlerimde yağan yazgıların sağanağındayım
Ey aklın ateşi, düşüncenin felsefesi, kitaplara hükmeden mürekkebin kıyısındayım
Ey ruhun güneşi, varlığın efsanesi, kadim uygarlıklar boyu sana uzanmaktayım
Sevmek zamanında sana bağlanarak, aşkın anlamında sana yakınlaşmaktayım
Her harfi senin adında temaşa ederek filizlenmede içim, sessizce ağlamaktayım
Aşkın yanığı kalmış bedenimde, zamanın her izini özgürce taşımaktayım
Aşkın ruhu kanmıştır yanmalara sana doldukça kalbim aklımı çağlamaktayım.

Gülümser aşkının baharında uçmaya aklım
Dokunur aşkın ellerine derinden yanarak kalbim
Sarmalanır aşka tüm varlığını esir alarak ruhum

Aşkın buluşmalarında, gönlün yoğuşmalarında.
Aşkın ruhudur bu ne durur ne unutur.

Latif Memiş

Bir önceki yazımız olan Merdiven Aşk Şiiri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Tags:
No comments yet.

kelebek mirc - kelebek sohbet odaları - kelebek chat - zurna mirc - zurna sohbet - güzel sözler

KelebekFinal Ailesi olarak itibari ile güncellenmiştir.

magazin haberleri - güzel sözler - korsan taksi esenyurt - mersin mezar modelleri - mersin escort sitesi - şişli tekel bayi - mersin veteriner