Archives
Namertlik en iyi sanatın olsun Kalleşlik huyunda çokca bulunsun Sinsi sinsi plan kurmayı öğren Siyasete katıl politika yap Her pisliğe bulaş kötü yola sap Ne dersen yaparlar sorulmaz hesap
Hürmetle itibar zengin sıfata Bu işin sırrına ermeyi öğren Aldanma boş şeyler şeref haysiyet Kanıpta nefsine etme eziyet İtibar görmeyi istersen şayet Rezalet dağına girmeyi öğren
Yaşamak, yaşatabilmektir sevigiyi, sevdayı ve güzel olanı… Herşeyden üstündür sevgi herşeye başkaldırır sevda güzel olan aslolandır… Cilo’da büyük bir nefes, Reşko’da kadim bir ses, Gever’de asil bir heves, Navşar’da efkarlı bir kafes,
Dön tekrar ve geçmişine şöyle bir bak… Hesaplaş, kendinle ve yarattığın canavarlarla… Kin, nefret ve öfkeyi yükleyip fırlat dışarı. İntikam bezlerin kurusun. Unutma ki onursuz bir intikam Senin yok oluşun olacak… Al eline ölülerinin kefenlerini, Sor, intikamdan eser kalmış mı, Bedenlerini tüketmiş bir nura sarılmış ruhlarında… Cevabını bulamadıysan eğer,
Beni hatırlayamazsınız Sadece leşimi gördünüz.. Kiminiz sevindiniz Kiminiz kahpe gözyaşları döktü Kiminiz beni kullandınız Öz kardeşlerim bile sustu, birleşmedi… Bakmayın öldüğüm yerin Sürekli anıldığına Ben gittiğimde zaten adı bile kirlendi… Tarihi bir utanç yaşadınız Akıllanmadınız
Benim görmediğim ışığı kimse görmemeli Kimse benden daha masum değildi, Kimse kimsenin kimsesi değil artık… Tıpkı benim kimsem olmadığı anda, Kimsesizliğin bombalarında kül olduğum gibi… Adımı hiçbir Anadolulu ağzına almasın, Adımı hiçbir Asyalı, Avrupalı ağzına almasın, Adımı adı olanlar ağzına almasın…
Işık girmesin içeri… Herkes birbirini vursun Kan gözyaşına boğulsun Ölüm ölüm olsun Hançerler karanlıklar için çekilsin Kitaplar yakılsın Dünyanın dönüşü kanla hatırlansın Dikkat et Tek bir ışık bile süzülmesin içeri
çığlı yolumuzun büyük bölümünü sarılarak birbirimize geride bırakmadık mı? birbirimize sarılmamız o geçit vermez çığları? yolumuzun düz, asfalt ve karsız bölümüne ulaşmamıza az kaldı
Zifiri karanlıkta arıyordum seni Donan kulaklarımda ellerini arar olmuştum Dünden kalma öfkenin keskinliği vardı Ne de özlemiştim seni Kış buydu, gece bu Soğuk buydu zor bu
Kol kanat gererdin, korurdun bizi, Çobanlık ederek, yaşardın yazı, Sebze, meyve, tezgâh, bunlar en azı, İşte gittin gelmen, bir daha anam! Çekmediğin çile kalmadı artık, Sürecektin son zamanda rahatlık, Kaptın hiç onulmaz, böyle hastalık,
Son yorumlar