Düşbalığı Şiiri
bandırasız seferlerin
mülteci yanaklarında
bir gamzeydin düşbalığı
hüzünle açan
eftelyaçiçeğinin gözyaşlarıydın
ezalı kadınların türküsüydün ‘’
Denize oğul veren martının suskunluğu
Hüzünbaz dalgaları semâya şahlıyordu
Düşbalığı düşsüzüm, yüzmüyor gölde kuğu
Saymadım yıldızları, onlar beni çok yordu
Camımda pandomimle oynaşırken o buğu
Suya döküldü yüzüm kapatırken boşluğu
Güneş firuzeleri sorgusuz öldürüyor
Nisyânı düşmüş hazân sabahlara vuruyor
Vuslatların şavkına kör kuşunlar yürüyor
Yaralar kapanmadı, yaralarım duruyor
Köhnedir sokaklarım, zaman hala ürüyor
Düşbalığı gel artık, bu mukabil sürüyor
Eylül vedalarındı sirayeti kanatan
Ezâlı renklerini toprağıma bırakan
Kırılırken dolunay ağır ağır söker tan
Gözlerindir gönlüme billur sesinle akan
Eylül bakışlarındı içinde sürgün yatan
Bağbozumu gülüştür zemherisi karartan
Düşbalığı düşsüzüm yakamozları bırak
Eftelyaçiçeğidir şimdi orda ağlayan
Ebrûyu boğarken su; talandır düşler, ırak
Düşbalığı düşsüzüm benim gönül dağlayan
Uktelerin kalmışsa yaşanılanlar tuzak
Yüz dipsiz göletimde ışığın neden uzak
Necla Develi
Bir önceki yazımız olan Düş Seansları Şiiri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.