Dağların ardında Şiiri
Ilık nefesiyle,
Çakmak çakmak gözleriydi,
Gecenin karanlık,ayaz soğuna meydan okuyan.
Sırtında iki gözlü evi,
Ve buz tutmuş elleriydi umutlarını taşıyan.
Aman vermeyen dağlara söylüyordu sevdasını
Duyan olurdu elbet….
Şimdi gece soğuk,
Gece pusulara gebe.
Ve onun buz tutan elleriydi sadece.
Aklında sevdiği,
Al yanaklı,
Alın teri,
Nazlı yari.
İncecik,bir filinta gibi uzansaydı yanına şimdi.
Öpseydi o alnından,
Gerdanına dökülen benleri.
Elele tutuşup yaysalardı yine
O dağ senin,bu dağ benim kuzuları.
Taştan kınalar sürseydi ellerine,
Avuçlarından su içirseydi.
Fiğ tarlalarında dinlenip,
Salkım başaklar taksaydı zülüflerinin arasına.
Karışsalardı sevdanın kızıllığına.
Şimdi,buz tutan elleriydi sadece,
Yüreği değil.
Sımsıkı tutmuştu umutlarını,
Çığlık olan sevdasıyla yürüyordu.
Sessiz ve telaşlı.
Aklında sevdiği,
Al yanaklı,
Alın teri,
Nazlı yari.
Köyünün toprak kokulu damlarında,
Kaçıncı ürkek uykusundaydı şimdi,
Kimbilir.
Zühal Çelik
Bir önceki yazımız olan Çilingir Sofrası Şiiri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.